Header Ads Widget

Responsive Advertisement

Türk Kültürünün Başkenti: Semerkant


Semerkant, Orta Asya’nın en önemli kültür merkezlerinden biridir, ancak mimarisi kadar tarihiyle de bilinmemektedir.

Semerkant’ta en az MÖ 2.000 yılından beri yerleşim vardır, ancak Moğol lideri Cengiz Han MS 1220’de şehri fethedene kadar önemli bir siyasi merkez haline gelmemiştir. Timur’un 1405’teki ölümünden sonra Uluğ Bey, Timur’un imparatorluğunu miras aldı, ancak sadece üç ay sonra kardeşleri tarafından tahttan indirildi. Nizamü’l-Mülk, on birinci yüzyıl İran’ının en etkili isimlerinden biriydi ve sanat, bilim ve kültürün hamisiydi

Semerkant, Orta Asya’nın en önemli kültür merkezlerinden biridir, ancak mimarisi kadar tarihiyle de tanınmaz.

Semerkant, Orta Asya’nın en önemli kültür merkezlerinden biridir, ancak mimarisi kadar tarihiyle de bilinmemektedir.

Semerkant 6. yüzyılda Sa’id ibn-abi-al-‘Ala adlı bir Arap general tarafından kurulmuş ve Timur (Tamerlane) döneminde bir İslami öğrenim ve kültür merkezi haline gelmiştir. Şehrin en ünlü simgesi, bu dönemde inşa edilen üç medrese – Uluğ Bey Medresesi (1417), Uluğ Bey Medresesi (1420), Şah-ı Zinda Külliyesi (1428) – ile çevrili olan Registan Meydanı’dır.

Şehir, İpek Yolu’nun başkenti olduğu günlerden pek çok kalıntı barındırmaktadır.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Semerkant’ta İpek Yolu’nun başkenti olduğu günlerden kalma pek çok kalıntı bulunmaktadır.

Şehir, MÖ 6. yüzyılda onu başkent yapan Cyrus II tarafından kurulmuştur. Bu dönemde oluşturulan birçok güzel bahçe ve park nedeniyle “1001 Bahçe Şehri” olarak tanınmıştır.

Şah-ı Zinde Türbesi ve Büyük İskender

Şah-ı Zinde Türbesi, 14. yüzyılda Uluğ Bey tarafından yaptırılmış bir türbedir. Aynı zamanda büyük bir bilim adamı ve astronom olan babası Uluğ Bey’in anısına inşa edilmiştir. Türbe 2001 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir ve günümüzde önemli bir turistik cazibe merkezi olmaya devam etmektedir.

Semerkant’ın en ünlü simgesi Timurlenk’in torunu Uluğ Bey’in türbesidir.

Türbe, Uluğ Bey’in ölümünden sonra 1449 yılında inşa edilmiştir. Uluğ Bey’in oğlu Muhammed Sultan tarafından tasarlanmıştır ve Semerkant’ın en güzel yapılarından biri olarak kabul edilmektedir.Türbenin kendisi, yay şeklindeki bir dış duvarın üzerinde yükselen iki kubbeden oluşan oymalı ahşap bir yapıdır. Üst kat, süslü bir cepheye ve her köşesinde dört minareye sahip bir iç odaya ev sahipliği yaparken; altında ziyaretçilerin Uluğ Bey’in annesine ve karısına (her ikisi de burada gömülüdür) ait kalıntıları görebilecekleri daha küçük bir oda daha bulunmaktadır.

Timur’un 1405’teki ölümünden sonra Uluğ Bey Timur’un imparatorluğunu devraldı, ancak sadece üç ay sonra kardeşleri tarafından tahttan indirildi.

Timur’un torunu olarak Uluğ Bey onun imparatorluğunu miras aldı. Ancak, kardeşleri tarafından hızla tahttan indirildi ve iki yıl sonra 1449’da öldü.

Başkent Semerkant, MÖ 329 yılında Büyük İskender tarafından kurulmuştur. İpek Yolu döneminde (kabaca MÖ 200 – MS 1400) Avrupa ve Asya arasında önemli bir ticaret merkezi haline gelmiştir.

Nizamülmülk, on birinci yüzyıl İran’ındaki en etkili kişilerden biriydi ve sanat, bilim ve kültürün hamisiydi.

Nizamü’l-Mülk, on birinci yüzyıl İran’ının en etkili isimlerinden biriydi ve sanat, bilim ve kültürün hamisiydi. Kraliyet himayesi altında İsfahan’daki sarayında yaşamaya davet edilen sanatçılara ve akademisyenlere karşı cömertliği ile tanınıyordu.

Nizamülmülk aynı zamanda büyük bir inşaatçı ve mimari hamisiydi; vezirliği sırasında camiler; kolejler (medreseler); kervansaraylar (hanlar); köprüler; kanallar; saraylar ve Rayy (Tahran), Hamadan ve Şiraz’dakiler gibi İran’ın dört bir yanındaki kaleler de dahil olmak üzere çok sayıda bina yaptırdı.

İlk Özbek hanedanı, Nadir Şah Afşar tarafından devrildiği 1747 yılına kadar hüküm sürdü.

İlk Özbek hanedanı, Nadir Şah Afşar tarafından devrildiği 1747 yılına kadar hüküm sürmüştür. Nadir Şah, Özbek hanedanını tahttan indiren ve Kabil Sultanı Mahmud tarafından desteklenen Ghilzai Peştunları tarafından devrildiği 1786 yılına kadar süren Afşarlı Hanedanını kuran bir İranlıydı.

Semerkant’ta MÖ en az 2 bin yıldan beri yerleşim vardır

Semerkant, tarihi boyunca Samani İmparatorluğu ve Timur İmparatorluğu da dahil olmak üzere birçok imparatorluğun başkenti olmuştur. Bugün hala Orta Asya’nın en önemli şehirlerinden biri olarak kabul edilmektedir ve birçok tarihi anıtın yanı sıra modern mimariye de ev sahipliği yapmaktadır.

Semerkant, İran’dan bugünkü Özbekistan’a göç eden Aryan kabileleri tarafından MÖ 2000 civarında kuruldu. MÖ 330’da Pers’i fethettikten sonra Büyük İskender’in imparatorluğunun bir parçası oldu; ancak MÖ 323’te Babil’de ölümünden sonra generalleri geniş krallığını kendi aralarında paylaştılar ve Semerkant, yaklaşık 200 yıl sonra Cengiz Han’ın Moğolistan’dan (şimdiki Çin) işgaline kadar bir kez daha Pers kontrolüne girdi.

Özetlemek gerekirse;

Semerkant, özellikle kültür ve mimariyle ilgileniyorsanız, ziyaret etmek için harika bir yerdir. İpek Yolu’nun başkenti olduğu günlerden kalma birçok kalıntıya sahiptir, ancak en ünlü simgesi muhtemelen Uluğ Bey’in türbesidir. Bu Özbek şehri en az MÖ 2,000’den beri iskan edilmiştir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar